TÜRK - İSLAM ÜLKÜSÜNÜ YOĞURANLAR:
Türk milletinin, tefekkürüne, en az bin yıldan beri, İslâm dini biçim vermektedir. Kurduğumuz muhteşem kitaplıklar incelendiğinde görülecektir ki, ilim ve fikir adamlarımızca, insanoğlunun meydana getirdiği her türlü kültür ve medeniyet ürünleri atalarımızca incelenmiş, araştırılmış, aşağı yukarı bütün din ve inançlar süzgeçten geçirilmiş ve İslâmiyet, tam bir şuur ve yüksek bir irâde ile tercih edilmiştir. Böylece, «vahyin aydınlığına» ulaşan Türk'ün akıl ve idrâki, İmam-ı Buhari'-leri, İmam-ı Gazali'leri, Mevlâna Celâleddin'leri, Yunus Em-re'leri, büyük mantıkçı ve şeyhülislâm Mollafenâri'leri, Yunan felsefesini imam-ı Gazali çapında tenkid edebilen ve yüce hünkar Fatih Mehmed Han'ın takdirlerine mazhar olan Hocazade Efendileri, imam-ı Birgivî'leri, İbn-i Kemal'leri... yetiştirdi ve onların fikir, kitap ve dersleri ile olgunlaşarak büyük imparatorluklar, dünyayı hayran bırakan kültür eserleri ve ölmez medeniyetler meydana getirdi.
Biz, bu yazımızda ve bunu takibedecek yazılarımızda, Türk - İslâm kültür çizgisinde yürüyerek «genel felsefe problemleri» karşısındaki yerimizi ve «dünya görüşümüzü», yüce dinimiz İslâmiyetin aydınlığında, kısa da olsa ortaya koymaya çalışacağız. Bütün «sahte tanrıları ve mabutları», gönüllerden, kafalardan, zaman ve mekân köşelerinden çıkarıp atmak isteyen, «Allah'tan başka ilâh yoktur» prensibini teme! ölçü kabul eden, şanlı Türk Milleti'ni «Allah'ın ordusu»'bilen. «Türk Milleti birlik, Türk Devleti güçlü olursa insanlık kurtulur, zulüm biter» ölçüsü içinde hareket eden Türk - İslâm ülkücülerinin «fikir sistemi», yüce peygamberler silsilesinin mukaddes alınteri ile ıslanmış, peygamberlik mührünü kıyamete dek elinde tutan şanlı kurtarıcımızın ve peygamberlerimizin (O'na ve onlara selâm olsun) nurdan ellerinde biçimlenmiş, onu takibeden muhteşem «Sahabî kadrosu» tarafından «ci-had ruhu» ile beslenmiş, büyük veliler eliyle yoğrulmuştur. Türk - İslâm Ülkücüsü «Câhid-ü fillah» (Allah için savaşan)-dır. Türk - İslâm Ülküsünü'nün büyük iman, aşk ve aksiyon adamı yüce Fatih, bu ülküsünü şöyle dile getirir:
«İmtisal-i câhid-ü fillah oluptur niyyetim
Din-i islâmın mücerred gayretidir gayretim
Fazl-ı Hakk ü himmet-i cünd-i ricâlullah ile
Ehl-i küfrü ser-teser kahreylemektir niyyetim
Enbiya vü evliyaya istinadım var benim
Lutf-i hektarıdır heman ümid-i feth-i nusretim
Nefs ü mal ile nola kılsam cihanda ictihâd
Hamd-ü iillâh var gazaya sad-hezaran rağbetim
Ey Muhammed mucizat-ı Ahmed-i Muhtar ile
Umarım gâlib ola a'da-yı dine devletim.»
İşte, Türk - islâm Ülküsü'nü yoğuran bu kadro ve bu ruhtur. Bu ruh, büyük Türk - İslâm kültür ve medeniyetinden kaynaklanmaktadır. Bu dâva ve ülkünün «eskimediğini», «modası geçmediğini» bütün Türk - İslâm düşmanları Allah'ın izni ile idrak edeceklerdir. Türk'e ve islâm'a «kefen biçenlerin» sonu korkunç olacaktır
Biz, bu yazımızda ve bunu takibedecek yazılarımızda, Türk - İslâm kültür çizgisinde yürüyerek «genel felsefe problemleri» karşısındaki yerimizi ve «dünya görüşümüzü», yüce dinimiz İslâmiyetin aydınlığında, kısa da olsa ortaya koymaya çalışacağız. Bütün «sahte tanrıları ve mabutları», gönüllerden, kafalardan, zaman ve mekân köşelerinden çıkarıp atmak isteyen, «Allah'tan başka ilâh yoktur» prensibini teme! ölçü kabul eden, şanlı Türk Milleti'ni «Allah'ın ordusu»'bilen. «Türk Milleti birlik, Türk Devleti güçlü olursa insanlık kurtulur, zulüm biter» ölçüsü içinde hareket eden Türk - İslâm ülkücülerinin «fikir sistemi», yüce peygamberler silsilesinin mukaddes alınteri ile ıslanmış, peygamberlik mührünü kıyamete dek elinde tutan şanlı kurtarıcımızın ve peygamberlerimizin (O'na ve onlara selâm olsun) nurdan ellerinde biçimlenmiş, onu takibeden muhteşem «Sahabî kadrosu» tarafından «ci-had ruhu» ile beslenmiş, büyük veliler eliyle yoğrulmuştur. Türk - İslâm Ülkücüsü «Câhid-ü fillah» (Allah için savaşan)-dır. Türk - İslâm Ülküsünü'nün büyük iman, aşk ve aksiyon adamı yüce Fatih, bu ülküsünü şöyle dile getirir:
«İmtisal-i câhid-ü fillah oluptur niyyetim
Din-i islâmın mücerred gayretidir gayretim
Fazl-ı Hakk ü himmet-i cünd-i ricâlullah ile
Ehl-i küfrü ser-teser kahreylemektir niyyetim
Enbiya vü evliyaya istinadım var benim
Lutf-i hektarıdır heman ümid-i feth-i nusretim
Nefs ü mal ile nola kılsam cihanda ictihâd
Hamd-ü iillâh var gazaya sad-hezaran rağbetim
Ey Muhammed mucizat-ı Ahmed-i Muhtar ile
Umarım gâlib ola a'da-yı dine devletim.»
İşte, Türk - islâm Ülküsü'nü yoğuran bu kadro ve bu ruhtur. Bu ruh, büyük Türk - İslâm kültür ve medeniyetinden kaynaklanmaktadır. Bu dâva ve ülkünün «eskimediğini», «modası geçmediğini» bütün Türk - İslâm düşmanları Allah'ın izni ile idrak edeceklerdir. Türk'e ve islâm'a «kefen biçenlerin» sonu korkunç olacaktır
Yorumlar