İNSANIN ZEKÂSI VE AKLI

Zekânın çeşitli tarifleri yapılmıştır. Kimine göre zekâ. canlıların intibak kaabiliyeti, kimine göre öğrenme gücü, kimine göre problem çözme ve münasebetleri kavrama hızıdır.
Bütün bunlarda, zekâyı, tanımaya yardım eden bir unsur bulmak mümkündür. Fakat, bizce zekâ, idrâkin tecrid (soyutlama), tamim (genelleme) ve ulvî olana tırmanma gücüdür.

İnsan, diğer canlılara nazaran daha zekidir, diyoruz. Bu insan idrâkinin, onlara nazaran, güçlü tecrid ve tanım kaabiliyetine sahip olduğunu kabul etmek demektir. Bizi çevreleyen canlı cansız varlıkların bağrına yerleştirilmiş «mesajlar», «objektif veriler» halinde duyu organlarımıza ulaşırlar, biz, yalnız onların idrâkinde kalmayız, onları tecrid ve tamimlerle mefhumlara (kavramlara), hükümlere ve düşünceye kadar işleyerek şuurumuzda yüceltiriz. Kısaca, varlıklardan, olaylardan taşan veriler, insan zihninde ve idrâkinde tasnif edilir, ayıklanır, mânâlandırılır ve yüceltilir. İşte zekâ bu kaabiliyetimizdir insan bu kaabiliyetle doğar. Araştırmacılar, zekâca ırsî faktörlerin rolünü, çevre şartlarına nazaran daha önemli bulmuşlardır. Hiç şüphesiz, çevrenin zekâ üzerindeki tesirleri küçümsenemez.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HALUK’UN AMENTÜSÜ

AYBALA

ÖZBEKİSTAN