MUTLAK VARLIK SADECE ALLAH'TIR

Madde, hayat ve ruh, itibarî (relatif) varlıklardır, Mutlak Varlık ise sadece Allah...İtibarî ve izafî varlıklar, yokolan varlıklar demek değildir. Varlıklarını Mutlak Varlığa borçludurlar. O'nunla vardırlar, O'nunla varlıkta durmaktadırlar. İtibarî ve izafî varlıklar, ne «hiç» tirler, ne de «hep»; onlar, sıfır da olamazlar, sonsuz da olamazlar.

Hayat ve ruh konusundaki görüşlerimizi ileride açıklamak üzere, biz, şimdilik, madde ve üç boyutlu varlıklar ve tezahürlerine, neden «mutlak» gözü iie bakamadığımızı açıklamaya çalışalım.

«Mutlak» olan iki şeyden söz edilebilir: Birincisi «Mutlak Varlık», ikincisi de «mutlak yokluk». Mutlak Varlık Allah'tır, mutlak yokluk ise «yok»tur. İslâm'da Allah, benzeri ve zıddı olmayan varlıktır. İslâm, «Mutlak Varlık»ta var olma cehdini getirdiği halde, Budizm, «mutlak yoklukta» tükenme ıstırabını savundu. Oysa varlıktan hiçliğe (Nirvanaya) giden bir yol yoktur. İslâm'a göre: «Herşey Allah'tan geldi, yine Allah'a dönecektir.»

Mutlak Varlık olan Allah, sonsuz ve tükenmez varlık olduğundan üç boyuta veya üç boyutlu varlık tezahürlerine irca edilemez. Yahut madde ve tezahürleri, mutlak varlık itibar edilemez. Çünkü, üç boyutlu varlık tezahürleri sınırlı, dolayısı ile bir yerde tükenmesi gereken varlık dalgalanmalarıdır. Üç boyutlu varlık tezahürlerini istediğiniz kadar ufalayın, daima üç boyutlu kalacaklarından sıfıra (hiç'e) dönüşemezier. Yine istediğiniz kadar büyütün «sonsuzlaşamazlar». Görülüyor ki, üç boyuttan sıfıra da, sonsuza da gidilemez. O halde, üç boyutlu varlıklar ve her türlü maddî varlık, ister tek başlarına, ister toptan düşünülsünler, her durumda sınırlı varlıklardır.

Bu açıdan bakılınca, şayet kâinatımız, üç boyutlu parçacıkların ve varlık tezahürlerinin bir kompozisyonu ise, hiç şüphesiz o da sonludur ve sınırlıdır. Sınırlı varlıkları, istediğiniz kadar üstüste, yanyana getiriniz veya düşününüz, daima sınırlı kalacaklardır.Boşuna yorulmayınız, sınırlı tuğlalarla «sonsuzluk duvarını» öremezsiniz. Ayrıca, sınırlı idrakinizin sınırlarına sonsuzluk adını vermek vehminden vazgeçiniz. Kâinatımız, maddeden inşa edilmişse, mutlaka sınırlıdır. Materyalizmin bu konuda iki önemli çelişkisine işaret etmek gerekir: Birinci çelişme, sınırlı değerlerle sonsuza ulaşma çabasıdır. İkinci çelişme de, maddeyi mutlak ve temel varlık kabul ettikten sonra, aynı zamanda bunların üç boyutlu (dolayısı ile sınırlı varlık) olduklarını kabul etmeleridir. Bu durum, ister istemez onları, yoklukla çevrili varlık çelişkisine düşürecektir.

İnsan, ancak Allah'a inanmakla Mutlak Varlık şuuruna ulaşabilir; çelişkisiz «sonsuz varlık» kavramını edinebilir. Allah, mutlak varlık olarak, varlığı ile sonsuzluğu ifade ettiğinden «yokluğu imkânsız» kılmakta, «zât» ve «sıfatları» ile tükenmeyen yegâne varlık olmaktadır. Allah, sonsuz varlık olduğundan bir tanedir. Birden fazla sonsuz varlık olamaz. Çünkü, biri diğerini sınırlamış olurdu. Allah «ahad» (bir) dir. Bu, İslâm'ın vazgeçilmez, temel prensibidir.
Müslüman, beş duyu ile yakalanmayan, tasavvur edilemeyen «bir tek Allah'a» inanır ve iman, «gaybe» (gizli olana) dır. Allah, tek ve mutlak varlık olduğundan, herhangi bir yabancı etkiye maruz kalamayacağından yegâne mutlak irada sahibi olan varlıktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HALUK’UN AMENTÜSÜ

AYBALA

ÖZBEKİSTAN